21. Yüzyıl Cahilliği: Öğrenmeye Açık Olmamak
"21. yüzyılın cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil, öğrenmeyen, öğrendiği yanlışlardan vazgeçmeyen ve yeniden öğrenmeyenler olacak."
– Alvin Toffler
Son yıllarda dijitalleşme, çeviklik ve yeni organizasyon yapıları üzerine çok fazla içerik üretiyor, okuyor ve dinliyorum. Değişim hiç bu kadar hızlı olmamıştı ve bu dünyada ayakta kalmak istiyorsak, bu değişime adapte olmayı öğrenmemiz gerekiyor.
Ancak değişime ayak uydurmak yalnızca şirketlerin değil, bireylerin de sorumluluğunda. Artık şirketlerin İnsan Kaynakları birimleri eğitim ve gelişim süreçlerini tamamen üstlenen bir yapı olmaktan çıkıyor. Çünkü bireyin kendi gelişimi için attığı adımlar, kurumun sunduğu imkanlardan çok daha fazla önem kazanıyor.
Kariyerini ilerletmek isteyen herkesin kendine şu soruyu sorması gerekiyor:
"Ben kendim için ne yaptım?"
"Gelişimim için ne yapıyorum?"
"Öğrenmek için ne kadar çaba gösteriyorum?"
Bilgiye Ulaşmak Artık Daha Kolay
Eskiden bilgiye ulaşmak daha zordu, ancak internetle birlikte artık öğrenmek için hiçbir sınır yok. Artık fırsat eşitliğinden daha fazla bahsedebiliriz çünkü:
✔ Oturduğumuz yerden Yale Üniversitesi’nden online ders alabiliyoruz.
✔ Çalıştığımız alandan tamamen farklı bir konu hakkında ücretsiz eğitimler bulabiliyoruz.
✔ Kendimizi geliştirmek için yeni yollar keşfetmemiz mümkün.
Tabii ki, her konu internetten öğrenilemez. Bir doktor, bir mühendis veya bir cerrah olmak için belirli süreçlerden geçmek gerekir. Ancak kendini geliştirmek ve yeni beceriler kazanmak için internet, sınırsız bir kaynak sunuyor.
Eskiyi Bırakmadan Yeniyi Öğrenmek Mümkün Mü?
Buradaki en büyük soru, sadece yeni bilgiyi öğrenmek değil, eski bilgiyi de gerektiğinde bırakabilmek. Artık işe yaramayan veya yanlış olduğunu fark ettiğimiz bilgiyi terk edebilmek, daha iyi bir versiyonumuza ulaşmamız için kritik bir adımdır.
Bu yüzden öğrenme süreci sadece yeni şeyler eklemek değil, bazen de gereksiz veya yanlış bilgileri unutmak anlamına gelir.
Sonuç: Öğrenmek İçin İlk Adımı Atmak Gerekir
Öğrenecek o kadar çok şey var ki… Bir yanım bu fikirle heyecan duyarken, diğer yanım nereden başlayacağını bilemiyor. Ama sanırım her şey ilk adımı atmakla başlıyor.
Peki sen, kendini geliştirmek için hangi adımı attın?